Vintage gözlük deneyimim
Vintage gözlük arayışlarım
Vintage gözlük alma fikri uzun zamandır aklımda idi. Dolap uygulamasında birkaç model beğenip favori listeme de eklemiştim. Fiyatları uygundu ama yüzümde nasıl duracak, gerçek vintage mı, kusuru var mı gibi bir sürü soru işareti vardı aklımda. Bazılarının çerçevelerinde gözle görünen renk solmaları vardı. Bir türlü karar veremiyordum. Ama 70’ler tarzında bir gözlüğüm olsun istiyordum. Sonunda bu gözlüğü almaya karar verdim. Tam aradığım bir gözlük modeliydi. Satıcıya herhangi bir kusuru olup olmadığını sordum, bana hiçbiri kusuru yok dedi ve ben de aldım.
Gözlüğü aldım peki ya sonra?
Gözlük elime ulaştığında satıcının benimle tamamen dürüst olmadığını anladım maalesef. Gözlüğün sapları dışa doğru fazla açılmıştı ve bunun yüzünden gözlük yüzüme büyükmüş gibi duruyordu. Fakat gözlüğün kondisyonu çok iyiydi, altın damgaları solmamış ve kararmamış, modeli bana yakışıyordu. Camların durumunu dert etmedim çünkü numaralı cam kullanıyorum ve onları değiştirecektim. Ama camlar da çok iyi durumdaydı. Ayrıca 70’lerde üretildiği için gerçek camdı. Bu da gözlüğü çok ağır yapıyordu. Neyse gözlüğümü değerlendirip onunla uğraşmaya değer mi değmez mi diyebilecek tek insan olan optikçime götürdüm. Optikçim Onur Bey mahallemizde bulduğum bir süper kahraman. Dışarıdan aldığım gözlükleri dürüstçe değerlendirir “bu dandik, buna takılacak lenslere yazık” der. Ya da “bunu kullanırsın, camları takalım” der. Asla kendisinden bu gözlüğü benden almadın, onunla ilgilenmem gibi saçma sapan şeyler duymadım.
Gözlüğü görünce gözleri parladı. “Bunu nereden aldınız? Bu tam bir retro! Bununla uğraşmak için sabırsızlanıyorum!” dedi. Camların rengini aslında değiştirtecektim. Ya şeffaf ya da yaz için çok daha koyu yaptıracaktım. Fakat gözlüğü yüzüme deneyince bu rengin aslında ne kadar retro, ne kadar tarz olduğunu anladım ve yeni numaralı camların bu renkte olmasını çok istediğimi Onur Bey’e anlattım. O da aynı fikirdeydi ve aynı tonda cam bulacağını söyledi. Camların çapı normalden daha büyük çıktı – 7.5 cm. Onur Bey onu da halletti. UV filtreli, hafif, inceltilmiş, orijinal tonuna olabildiğince yakın bir cam hazırlayacağına dair söz verdi. Fakat orijinal camları çıkarılırken çerçevenin kırılma riski olduğunu da ekledi. Malum çerçeve en az 45 yıllık… Yapacak bir şey yoktu. Ben de her şeyi kabul ettim.
İki gün sonra optikten aradılar ve gözlüğün hazır olduğunu söylediler. Gözlüğümü görünce gözlerime inanamadım. Saplardaki sorun hallolmuş, gözlük parlatılmış, yeni camlar takılmış, saplardaki mekanizmaların içine küçücük süngerler yerleştirilmişti. Sonuçtan çok ama çok memnundum. Artık restore edilmiş bir vintage gözlüğüm vardı. Siz de vintage gözlük arıyorsanız ikinci el uygulamalarına göz atmanızı tavsiye ederim. Bu tarz alışverişlerde nelere dikkat edilir burada anlatmıştım.
Kombinim
Düz renkleri giydiğim zaman kendimi çıplak hissettiğimi söylesem yeridir. Desenleri incelemek ise gözlerime ziyafet oluyor. Bir sürü desenli kıyafetim olsa da mağazalarda elim illa ki desenle parçalara uzanır. Sürekli desenli parçaları almam yetmiyormuş gibi onları bir de birbirleri ile eşleştirmek istiyorum. Ne çok seviyorum farklı desenleri bir arada giymeyi! Bugün ekose ceketimi balon desenli gömlekle kombinledim.
İkisini de ikinci el uygulmasından aldım. İkisi çok yeni ve sorunsuzdu. Desene çok uygun olan bu tatlı broşum vardı. Ceketimi onunla süsledim. Takılarımın kıyafetimdeki desenlerle bağlantılı olmasını seviyorum. Bunu sık sık yapıyorum.
Ekose ceket her gardırobun olmazsa olmazı diyemeyeceğim çünkü herkesin ihtiyaçları farklıdır. Ama kesinlikle çok kullanışlı, can kurtaran ve bir sürü kombin yapabileceğiniz bir parçadır. Benim gibi farklı desenleri bir arada kullanmayı seviyorsanız ise ekose ceket ile bunu yapmak çok kolay. Ekose desen birçok desenle güzel görünüyor.
Yeni paylaşımlarda görüşmek üzere ❤