“Sevgi Fırtınası” filmindeki ev

Herkese merhaba, bugün size bir film önerisinde bulunmak istiyorum. Önereceğim film Richard Gere ve Diane Lane’nin oynadığı “Nights in Rodanthe” ya da Türkçesi ile “Sevgi Fırtınası”. Ve onu izlemek için üç sebep söyleyeyim.

1. sebep

…Richard Gere’dir. Richard Gere’i seviyorum. Kocam bir, Richard Gere iki. Yakışıklı, karizmatik, mükemmel bir aktör. Hele aşk filmlerinde nasıl oynar… Bu aktörü seviyorsanız ve bu filmi henüz izlemediyseniz tam zaman.

2. sebep

…güzel ve duygusal bir aşk filmi olması. Size kesinlikle Oscar’lık bir dram vaadetmiyorum, yanlış anlamayın. Kafanızı dinlendirecek, gözünüzü ve kalbinizi ferahlatacak hoş bir film, o kadar. Adrienne (Diane Lane) arkadaşının işlettiği butik otele geliyor ve arkadaşı iş seyahatine çıkacağı için oteli idare etmeyi kabul ediyor. Paul (Richard Gere) otelin bulunduğu kasabada yaşayan biri ile görüşmek için o otelde kalıyor. Bu şekilde tanışıyorlar. İkisi de artık çok genç değil, ikisinin aile sorunları var, ikisi de yalnız. Birbirlerine aşık oluyorlar ve bu aşk sayesinde farkında olmadan kendilerinin daha iyi versiyonu oluyorlar. Bu filmi izlerken tekrar ve tekrar şuna ikna oluyorum: kadınlar, bazı erkeklerle kendilerini geliştiremiyorken, bazıları ile çiçek gibi açılıyorlar. Kadın için erkek bir yakıttır. Kaliteli ise kadını iyi yerlere götürür, kalitesizse kadını uğraştırır, parçalanmasına ve hep aynı yerde kalmasına neden olur.

Filmin mesajı bu bence. Aslında onların aşk hikayesi filmdeki tek aşk hikayesi değildir. Gözlerimi yaşartan çok dokunaklı başka bir hikaye daha var ama onu kendiniz izlersiniz.

Diane Lane de çok iyi bir aktris ve bence Richard Gere ile birbirlerine çok yakışıyorlar. Bu arada onların birlikte oynadığı “Sadakatsiz” diye bir film daha var. Onu izlediniz mi? İzlemediyseniz lütfen herşeyi bırakın ve gidip izleyin. Harika bir film.

3. sebep

…filmdeki ev… Evinizi yenilemeyi seviyorsanız ve iç mimari tasarımdan hoşlanıyorsanız bu evden ilham alacağınızı düşünüyorum. İnternet’te bu filme ait çok fazla görsel olmadığı için elimden geldiğince filmden yüksek çözünürlükte görsel almaya çalıştım. Okyanusun neredeyse içinde duran bu muhteşem evin dış görüntüsü ile başlayalım.

Bu da onun gece hali. Böyle bir evde yaşamak acaba nasıl bir duygudur?

Ev diyorum ama filmde burası küçük bir oteldi. Onun için ev turumuzu resepsiyondan başlayalım. Lambaya dikkat, çok hoş. Arka plandaki kitaplığın rafında oda anahtarları asılı duruyor. Hepsinin değişik anahtarlıkları var.

Burası Adrienne’nin kalacağı, aslında arkadaşı Jean’in odası. Jean çok renkli bir kişilik. Afrika kökenleri evinin bazı dekorasyonlarında çok net okunabiliyor.

Jean’nin odası

Bu odadaki renk uyumunu çok beğeniyorum. Kızlarımın odasında da benzer renkte çiçek desenli duvar kağıdı var. Mobilya ve dekorasyon konusunda kararsızdım. Bu film sayesinde birkaç güzel çözüm buldum.

Adrienne’nin arkasındaki kristal lamba ve lila tül duvar kağıdıyla büyüleyici bir kompozisyon oluşturuyor.

Kapı boşluklarında perdeler…

“Mavi oda”

İşte, geldik Richard Gere’in konaklayacağı odaya. Filmde “Mavi oda” adıyla geçen bu oda tam bir fikir hazinesi. Öncelikle pencerenin kenarlarındaki bu renkli cam bloklara bakın. Ne kadar farklı bir hava yaratıyorlar.

Burada çok iyi duvar kağıtlarını yakaladım. Muhteşem derin mavinin üzerinde görkemli lacivert damask deseni.

Farklı komodinler ve üstlerindeki farklı lambalar otel değil daha çok yazlık havası veriyor. Aynı zamanda çok şık ve biraz antika görünüyorlar.

Kapının olduğu duvarda çok zarif retro görünümlü lavabo var.

Mutfak

Mutfağa girerken o raflardaki renkli şişeciklerin yarattığı masalımsı atmosfere dikkat eder misiniz lütfen? Kapıların güzelliğini de farketmişsinizdir.

Mutfağın rengine “Retro aqua” deniyormuş bu arada. Hiç de kolay bir renk değil. Buna rağmen dolapları da, duvar kağıtlarını da bu renkte bulabilmişler.

Telefonu da…

Yemek odası

Otelin sarı yemek odası filmin en önemli yerlerden bir tanesi. Burada Paul ve Adrienne zambakla süslenmiş masada ilk romantik akşam yemeklerini yiyecekler.

Evin bu bölümündeki ışıklar, aynalar ve kristallerin ışıltısı mekana süslü ama aynı zamanda sıcak ve rahatlatıcı bir hava katıyor.

Kapıdaki perde deniz kabuklarından yapılmış.

Biraz daha yakından bakalım…

“Sevgi Fırtınası” filmindeki diğer evler

Filmin iç mimarı bence harika bir iş çıkarmış. Sadece Rodanthe evini değil baş karakterlerin evlerini de çok güzel yapmış. Bu Paul’un kendi evinden bir kare. Çok kibar beyaz ve mavi tonlarda tasarlanmış bir salon. Çok zevkli, pahalı ve biraz soğuk bir atmosfere sahip.

Bu da Adrienne’nin evi. Berjerlerin ikisine de bayıldım. Kumaş desenleri çok hoş. Adrienne’nin evi de çok zevkli, sıcak ve doğal tonlara sahip: krem, bej, kahve. Sakin ve bana kalsa biraz sıkıcı. Baş karakterlerin evleri, hayatlarını yansıtıyor sanki. Ve sonra renk cümbüşü olan Rodanthe evinde hayatları birden değişiyor. Rodanthe evi kesinlikle zevk ve stil örneği değil. O daha çok sahibesinin sevdiği parçalarla oluşturduğu renkli bir sığınak, bir çeşit özgürlük heykeli veya her tarafa ilham saçan deniz feneri…

Farkettiniz mi bilmiyorum Amerikan filmlerindeki evlerde hep çok fazla lamba var. Bir odada 4-5 lamba olabiliyor ve hepsi birbirinden güzel. Biz burada bir lambayı koyacak yer bulamıyoruz, Amerikalılar bir sürü kullanıyor ve lambaların hepsi çoğu zaman yanar. Eve giriyorlar, duvardaki tuşa basıyorlar ve birden bütün lambalar yanıveriyor. Neyse…

Rattan kanepe üzerinde desenli kırlent…

“Sevgi Fırtınası” filmindeki ev ilginizi çektiyse hiç beklemeyin, filmi izleyin. Hem evi hareket halinde görürsünüz, hem harika bir film izlemiş olursunuz.

Bu arada Rodanthe evi bir maket değil, gerçek bir evdir. Hikayesini burada okuyabilirsiniz.

Bir sonraki film evinde görüşmek üzere…